remove

Yeni Uzayın Yeni Ekonomisi

Hakan Savaşan

Teknolojiden Sorumlu Başkan

Mayıs 2020’de insanlık tarihinde ilk kez özel bir şirket kendi kaynakları ve teknolojisiyle uzaya insan göndermeyi başardığında uzay ekonomisi yeni ve çok önemli bir eşiği daha aşmış oldu [1]. İkinci dünya savaşı sonrasında başlayan uzay yarışı doksanlı yılların başında soğuk savaşın bitmesiyle uzayda uluslararası iş birliğine evrilmişti. İkibinli yıllarda sayıları her geçen gün artan özel sektör girişimleri önceden tamamen devletlerin elinde olan endüstriyi ticari hale getirmeyi başardılar. Günümüzde ise artık devletlere ve kamu kaynaklarına neredeyse hiç ihtiyaç duymadan kendi teknolojisini üreten özel girişimlerin egemen olmaya başladığı multi milyar dolarlık yeni uzay ekonomisini yaşıyoruz.

Yeni uzay ekonomisinin tanımını yapabilmek için öncelikle “geleneksel” olarak adlandırılan uzay ekonomisinde işlerin nasıl yürüdüğünü hatırlamakta fayda var. Bu geleneksel modelde devlet kurumları veya çok büyük devletvari organizasyonlar ihtiyaç duydukları uzay misyonunu tanımlayan teknik ve hukuki şartnamelerle ihaleye çıkarlar. Gene geleneksel yapıdaki dev şirketler bu ihaleleri almak için teklif vererek yarışırlar, en iyi hizmeti en düşük fiyata veren şirket ihaleyi kazanır, sonrasında işi yapar ve belirli kilometre taşlarında yaptıkları işe karşılık hak edişlerini alırlar. Bu arada büyük bir ekosistem içerisinde daha küçük ve belli alanlarda uzmanlaşmış şirketlerle işbirliği halinde çalışırlar. Hepimizin gayet iyi bildiği, halen geçerli olan iş modeli. Oysa yeni uzay ekonomisinin yeni şirketleri bu anlayışın çok ötesinde işleyen yenilikçi yapılara sahipler. Ürünleri, kullandıkları teknolojiler, iş modelleri, süreçleri, finans yapıları ve hitap ettikleri pazara bakış açıları geleneksel uzay ekonomisinin büyük ve köklü oyuncularından çok farklı. Aradaki farkı anlamak için uzay endüstrisinde yaygın sunulan bir hizmeti geleneksel ve yeni uzay ekonomisine uygun olarak sağlayan iki ayrı kuruluşu incelemekte fayda var.

Geleneksel uzay yeni uzaya karşı

Yer gözlem (earth observation) uzay sektörü içinde oldukça önemli yer tutan hizmetlerden biri. 2021’de tüm uzay kaynaklı hizmetlerin oluşturduğu 118 milyar dolarlık gelirin 2,7 milyar doları bu hizmetler sayesinde elde edilmiş durumda [2].  Avrupa Birliği bu alandaki yoğun ihtiyacını karşılamak ve paydaşlarına sürdürülebilir, maliyet etkin bir hizmet sağlayabilmek için uzunca bir süredir Kopernik (Copernicus) programını yürütüyor. Tamamen geleneksel uzay ekonomisi çerçevesinde oluşturulan program, Avrupa Birliği (AB) için Avrupa Komisyonu tarafından ESA ve EUMETSAT gibi ortaklarla iş birliği içinde finanse ediliyor ve yönetiliyor [3]. Program Sentinel ailesi olarak adlandırılan bir dizi programa özel maksatlarla fırlatılmış uydu ve farklı ticari ve kamu uyduları ile destekleniyor.

Planet Labs ise Kopernik programı ile kamu ve özel sektöre verilen hizmetin neredeyse tamamını ticari olarak sağlayan San Francisco merkezli halka arz edilmiş bir özel şirket [4]. Şirket günlük operasyonunu desteklemek üzere kendi tasarım ve üretimleri olan, yüksek güçlü teleskop ve kameralarla donatılmış iki yüzün üstünde minyatür uyduyu kullanıyor. Planet, devamlılığını sağlamak için AB kaynaklarına dayanan ve kar amacı gütmeyen Kopernik Programının aksine, ayakta kalabilmek için kendi öz kaynaklarını kullanmak ve sürekli kar etmek zorunda. Bu durum şirketin günlük operasyonlarını çok daha az kişiyle, çok daha çevik bir şekilde yürütmesini, farklı müşterilerinin değişken ihtiyaçlarını zamanında karşılayabilmek için maliyet etkin ürün ve hizmetleri yenilikçi iş modelleri ile sunmasını zorunlu kılıyor. İşte yeni uzayın yeni ekonomisine uyum tam da burada ortaya çıkıyor. Örneğin şirket hizmetlerini almak isteyen müşterilerine on dört günlük bir başlangıç programı uyguluyor. Potansiyel müşteriler bu programda şirketin sağladığı hizmetlerden en düşük maliyetle en yüksek verimi alabilecek şekilde eğitiliyor.

Uzay startuplarına yatırım hızla artıyor

Günümüzün ünlü şirketlerinden SpaceX’in 2002 yılında özel sektör sermayedarları tarafından fonlanmasıyla başladığı kabul edilen yeni uzay çağının startuplarına yapılan yatırım son on yılda dramatik bir oranda arttı ve son iki yılda üst üste rekor kırarak toplam 23 milyar doları buldu.

Kaynak: BryceTech Startup Space Report 2022

Yeni uzay startuplarını sağladıkları ürün ve hizmetlere göre dünya için uzay ve uzay için uzay ekonomisi şirketleri olarak iki temel kategoriye ayırmak mümkün [5,6]:

  • Dünya için uzay ekonomisi uzayda, dünyada kullanılmak üzere üretilen mal veya hizmetleri (telekomünikasyon ve internet altyapısı, yer gözlem yetenekleri, ulusal güvenlik uyduları ve daha fazlası) içeriyor. Uzay sektöründe 2019 yılında kazanılan tahmini 366 milyar dolarlık gelirin %95’i bu alanda elde edildi ve bu rakamın gittikçe büyüyeceği tahmin ediliyor.
  • Uzay için uzay ekonomisi uzayda kullanılmak üzere uzayda üretilen mal ve hizmetleri (ticari uzay istasyonları, uzayda üretim, orbitte bakım ve hizmet, uzay çöplerinin toplanması vb) içeriyor. Uzay koşullarındaki yüksek radyasyon, yerçekimsiz ortam ve yüksek vakum özellikle Ar-Ge çalışmalarında da yeni ufuklar vadediyor [7]. Ancak uzay için uzay ekonomisindeki startupların çoğunluğu diğer startuplara ürün ve/veya hizmet sağlıyor, ki bu durum da sektörün domino etkisi yaratabilecek en önemli kırılganlıklarından birini oluşturuyor. Spekülasyonlar 2023 yılında hatırı sayılır miktarda startup’ın ticari hayatına son verebileceği yönünde [8].

Gelecek için herkes umutlu

Çok yakın döneme kadar devlet kurumlarının tekelinde olan uzay ekonomisi, bu sektörün kalbini oluşturan karmaşık ve uzun üretim yöntemleri ile yüksek nitelikli itki ve fırlatma sistemlerinde son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler neticesinde gerçekleşen görece ucuzlama ve kolay erişebilirlik sayesinde, özel sermayenin de kendine yer bulabildiği niş bir sektör halini aldı. Uzmanlar sektörün geleceğine yönelik şu öngörülerde birleşmiş durumdalar [9]:

  • Çok yakında tüm iş alanları muhakkak uzayla alakalı olacak.
  • Dünyanın tüm köklü endüstrileri uzayda bir varlık oluşturacak.
  • Hükümetler ve kamu uzayda özel sektörün müşterileri olacaklar.
  • Uzayda üretim gerçek ve uygulanabilir olacak.
  • Bugünün startupları 2030 yılında uzay sektörünün önde gelen şirketleri olacak.
  • Uzaydaki uluslararası işbirliği dünyanın daha barışçıl bir yer olmasını sağlayacak.

Yeni uzay ekonomisinin ana oyuncuları olan startuplar teknolojileri, ürünleri, iş süreçleri, finansmanları, iş modelleri ve kendi pazarlarını yaratma becerileriyle geleneksel uzay ekonomisine meydan okuyorlar. Yakın zaman içerisinde bu startuplardan bazılarının ticari hayatına son vereceği çalkantılı bir dönemin yaşanma olasılığı yüksek olsa da, bu durum sektörün daha sağlıklı bir yapıya kavuşması için faydalı ve hatta gerekli gibi gözüküyor. Çünkü bu süreçte gerçek teknoloji, ürün, iş modeli, müşteri, finansman zincirini oluşturanlar ayakta kalırken diğerleri, olması gerektiği gibi, oyundan çekilecekler ve sektör çok daha anti-kırılgan hale gelecek. Asıl tartışılması gereken ise, yeni uzay ve onun etrafında gelişen yeni ekonomi insanlığın uzun dönemde eşitliği, refahı ve mutluluğu için mi kullanılacak, yoksa mevcut problemleri daha da derinleştirecek yeni bir eşitsizlik alanı mı yaratacak? Bunu önümüzdeki yıllar gösterecek.

 

Referanslar

[1] SpaceX launches two NASA astronauts to space for the first time in historic US mission,
https://www.cnbc.com/2020/05/30/spacex-launches-two-nasa-astronauts-to-space-for-the-first-time.html

[2] Satellite Industry Association SIA State of the Satellite Industry Report 2021,
https://sia.org/wp-content/uploads/2022/06/2022_SIA_SSIR_ExecSum.pdf.

[3] What is Copernicus?,
https://www.copernicus.eu/sites/default/files/Brochure_Copernicus_2019%20updated.pdf

[4] https://www.planet.com/

[5] “The Commercial Space Age Is Here: Private space travel is just the beginning” by Matthew Weinzierl and Mehak Sarang, Harvard Business Review, February 12, 2021.
https://hbr.org/2021/02/the-commercial-space-age-is-here

[6] “How will the space economy change the world?” by Ryan Brukardt, McKinsey Quarterly, November 28, 2022. https://www.mckinsey.com/industries/aerospace-and-defense/our-insights/how-will-the-space-economy-change-the-world

[7] “The potential of microgravity: How companies across sectors can venture into space” by Carsten Hirschberg, Ireen Kulish, Ilan Rozenkopf, and Tobias Sodoge, McKinsey and Company, June 13, 2022.
https://www.mckinsey.com/industries/aerospace-and-defense/our-insights/the-potential-of-microgravity-how-companies-across-sectors-can-venture-into-space

[8] “2023 Will Be the Year That the New Space Bubble Pops” by Anton Brevde. https://medium.com/prime-movers-lab/2023-will-be-the-year-that-the-new-space-bubble-pops-21f228db355f

[9] “30 Voices on 2030: The Future of Space”, KPMG, May 2020.
https://home.kpmg/au/en/home/insights/2020/05/30-voices-on-2030-future-of-space.html

İş Ortağımız Olun

Bizi Linkedin'de Takip Et